REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK PORTALI
Duanin Psikolojik Faydalari
Duanın biyolojik temelleriGeleneksel Batılı ruh anlayışını şöyle özetleyebiliriz:
1. Yaşam rasgele kimyasal süreçlerden oluşur.
2. Bilinç beynin bir ürünüdür ve kafatası içine sıkışmıştır.
3. Duyu organlarımızdan geçmeyen hiçbir şey zihinde var olamaz.
Geleneksel batılı ruh anlayışı bazı yeni bilgilerle sorgulamaya başladı:
1. DNA'nın varlığı. En basit hücre olan yosunun DNAsının insan DNAsı kadar mükemmel olması.
2. Olağan dışı bilinç deneyimlerinin varlığı. Duyu ötesi algı ve beden dışı ruhsal deneyimlerin Budist rahiplerde gözlemlenebilmesi. Telepati, telekinezi, duru görü gibi duyu ötesi bilgiye ulaşılabilmesi.
3. Duanın iyileştirici gücü. 2002 yılı Psychology Today Haziran sayısında yayınlanan bir araştırmada 3cü kişilerin dua edilenden habersiz olarak ettikleri duaların sonuçları verildi. Bu araştırmaya göre kısırlık tedavisi gören kadınların dua edilenlerde iki misli fazla gebelik saptandı.(Colombia Ünv.Dr.Regerlobo)
4. Beynin biyolojik bir bilgisayar gibi çalışması. Donanımın beyindeki kimyasal ve elektriksel devreler yazılımında ruh anlamına gelebileceği bilgisi, genlerin de veri tabanı olarak değerlendirilebileceği bakışı, “Evrende üstün bir bilgisayar teknolojisine sahip olan güç mü var?” sorusunu sordurdu. Beynimizdeki sinir hücreleri elektrik devrelerse, yazılım da acaba ruh olabilir mi?
5.Her şeyin dijital formata dönüştürülebilmesi gerçeği. Ses, görüntü, renk, koku salınım ve titreşim şeklinde formatlanabiliyor. Birçok biyolojik bilginin formatlanması mümkün gözüküyor.
Yöntem olarak bilim:
Bilim aklın soruşturma yeteneğidir. Newton evrensel yasalarını gözlem ve beyin jimnastiği ile oluşturdu. Akıl ile teorik fizik deneyleri yapılabiliyor; Kara Delik, böyle bir deney sırasında bulundu.
Sanatsal düşünce, yani sembolik düşüncenin evrimle açıklanamayacağı biliniyor. Mozart'ın eserini tesadüfle ne kadar açıklayabiliriz? Dua ile sanat ruhtan mı geliyor?
Maddeden başka bir değer mevcut olmasaydı, insanlık, sevgi, fedakârlık, hukuk, sanat olur muydu? Madde gibi somut gerçeklikle birlikte ruh gibi soyut bir gerçekliğin varlığı birlikte olması akla daha yakındır. Bu da determinizm denen evrendeki düzen ve yasalarda soyut gerçekliğin olması gerektiğine bir işarettir.
Beynimizin derinliklerine yazılı bilinçaltı sembol stoklarımız, ruhun bir birlik konumu olduğuna kanıttır. Kırılmaya, dökülmeye, parçalanmaya (entropi) müsait madde, bölünmeyen, parçalanmayan başka bir soyut gerçek (ruh) ile birlikte olursa evren daha anlamlı olur. Bu tez bilim çevrelerinde artık tartışma menziline girdi. İnsanda açlık duygusu yiyeceklerin varlığına kanıt olduğu gibi insandaki sonsuzluk duygusu soyut bir gerçeğin varlığına kanıttır.
Kur'an-ı Kerim’de Vahye ruh ismi verilmiştir. Girdiği dile can veren ruhun bilinçaltı semboller stokunu, psikolojik bilgilerin 'database' ini oluşturması çok akla yakındır. Nasıl bilgisayara 'windows, linux' gibi işletim sistemleri ile çalışıyorsa insan beyninin işletim sistemi de ruh olarak adlandırılamaz mı? Ruhun bir anlam olması yani psikolojik bilgi olması hem dine hem bilime uygun düşer.
Sevginin, arzunun beyinde bazı alanları aktive ettiği MRI (beyin görüntüleme) çalışmaları ile doğrulandı.
Niyet ve İrade
Son 10 yıla kadar bilim çevrelerinde bilimsel bir kategori olarak kabul edilmezken bugün niyetlenmiş olan sonucun beyinde ki etkisi bulundu:
İngiltere'de taksi şoförleri üzerinde yapılan bir araştırmada yön hafızası ile ilgili beyin alanının bu kişilerde daha aktif ve geniş olduğu bulundu. İnsanların niyetlenmiş davranışlarının beyinde paralel değişiklikler yapması ilginç bir buluştu. Aynı şekilde sevgi, istek iyi dilekte bulunmanın yaygın tanım ile duanın bir salınımı ve titreşim formatına dönüşüp evrensel akışa yayılması ve dua edilen kişide iyi hisler uyandırması akıl yürütme yöntemlerine göre mümkün sınırlarda diyebiliriz.
Kalifornia Berkeley Üniversitesinde yapılan bir çalışma dua etmenin sadece hamilelikte değil ölümde de rolü olduğunu gösterdi. Kalifornia Alameda kırsalında 6549 kişide 1965-1996 yılları arasında 'dini bütünlük ve bir nedene bağlı ölüm arasındaki bağlar incelendi. Sağlık ve spor yapma sıklığı gibi değişkenler için gereken düzenlemeler yapıldıktan sonra bile dini bütünlüğü olan insanların hastalığa yakalanmadan daha uzun yaşadıkları bulundu.
Berkeley halk sağlığı bölümünden Dr. Doug Oman 'böyle bir modelin nasıl oluştuğunu anlamak güç, büyük olasılıkla din stres tamponu işlevi görüyor. Dini görevlerini düzenli olarak yerine getirmeleri insanlara sarsılmaz bir iç huzur kazandırabilir, böylece bedenlerdeki yıpranma azalır' diyor.
Duanın Psikolojik Faydaları
Batılı toplumlarda stres ve depresyon artışında yüce değerlerin geri plana itilmesi önemli bir faktör oluşturdu. Yetinme ve sığınma duygusu büyük bir şans ve zenginlik. Duanın psikolojik faydası stresin önlenmesinde etkili bir yöntem olmasıdır.
İnsanlardaki dizginlenemeyen hırs ve beklenti düzeyinin yükselmesi kişinin gücünü aştığında ne kadar varlıklı olursa olsun fakir konumuna düştüğünde önlenemez bir stresle karşı karşıya kalır. Batı bilim adamlarının, insanları hem zengin ve hem de mutlu yapabilmek için büyük araştırma projeleri yürütüyorlar. ABD Morrishtown Stres Tanı ve Tedavi Merkezi Müdürü Dr.William Rosenblatt, uzun süren araştırma sonuçlarını, “Evli insanlar bekârlardan, dengeli beslenenler beslenme bozukluğu olanlardan, içki ve sigara kullanmayanlar tiryaki ve alkoliklerden, spor yapanlar hantal insanlardan, sağlam dini inanca sahip olanlar inançsızlardan daha az strese maruz kalmaktadırlar” şeklinde özetliyor araştırmasını. İnanan insanın en önemli sığınaklarından biriside duadır. Bir yaşında bir çocuk düşününüz, en mutlu anının ne olduğu sorulduğunda konuşabilse her halde şunu söyleyecektir; 'Herhangi bir şeyden hatta annemden korkup onun kucağına sığındığım andır.' İşte insan da dua ile yalnız olmadığını anlar.
Sorunları kelimelerle ifade etmeye imkân verir. Problemin karışık ve belirsizlikten kurtulmasına yardım eder. Dua kişiye yükünün paylaşıldığı, yalnız olmadığı duygusunu verir. En çaresiz ve ümitsiz durumlarda her şeyi duyan, her şeyi bilen ve gücü yeten bir kudrete inanmak, sığınmak ve güvenmek o kişiye sakinlik ve huzur verir. Güven duygusunun gelişmesine ve korkularını yenmesine yardımcı olur. Çaresiz kişi pasiftir, bir şey yapamamaktadır. Böylece 'yapmak' konusunda bir adım atmış olur.”
Stres ve Manevi Yaşam
Tevhid inancında “Doktor ve ilaç sebeptir. Şifa Allah'tandır” düşüncesinin insana kazandırdığı faydaların ilginç örnekleri vardır.
Kontrol Duygusu
Bir insanın en büyük korkusu kontrolü kaybetme kaygısıdır. Kendisine, yakınlarına, beden ve akıl sağlığına karşı kontrolü kaybedeceği düşüncesi bile o insanı çaresiz, güçsüz yapar. Kendini kötü hissetmeni netice verir. İnsanoğlu doğaya hakim olma çabasında iken midesine, kalbine, iç organlarına sahip olamadığı ve kontrol edemediğini fark etmesi onun kendisini köyü hissetmesine neden olur.
Bir çocuk düşününüz. Korkulu anın nedir denirse kendini güvende hissetmediği, kendini yönetemediği anı söyleyecektir. En mutlu anın nedir denildiğinde korktuğu anda annesinin kucağına sığında dakikaları söyleyecektir.
İşte insanoğlu kontrol duygusunu kaybetme korkusu, gelecek korkusu kendini tehlike ve tehdit altında hissettiği anda sığınacak bir liman arayacaktır.
İnsanoğlu yüksek bir akıl cihazına sahip, fakat bu cihaz isteklere cevap verecek güce sahip değil. En iyiyi, en güzeli istiyor. Hastalıklar, olaylar, belalar onu bunalıma itiyor. Korkular, kırgınlıklar, aşağılık ve suçluluk duyguları mutluluğu engelliyor.
Olaylar karşısında güçsüz, çaresiz ve yetersizlik duyguları ile kıvranırken intihar etmek ve ölmek daha anlamlı hale geliyor.
Bu ruh halindeki bir insan eğer depresyonda değilse bile girmek üzeredir. İşte içtenlikle dua etmek alışkanlığına sahipse büyük bir güce sahip olmaktadır.
O çocuğun korktuğu anda annesine sığındığındaki mutlu ve güvenli hali güçsüz, zayıf ve çaresiz insanın Yüce Yaratıcıya sığındığı anda güven ve teselliye dönüşecektir. İslam inancında bunun karşılığı tevekküldür. Üzerindeki yanlışla yüklenmiş yükleri her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve her şeyin kontrolü onda olan Yüce Rabbe sığınarak teslim olmaktır. Büyük İslam âlimi Bediüzzaman “iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkülde iki dünya saadetini netice verir” derken insanlara büyük teselliyi ifade ediyordu.
Pozitif Bilim Ne Diyor?
Modern dünyamızda bir inanç vardı; tıp pozitif bilimdir, manevi inanç teokratik bir konudur. İkisi birbiri ile hiçbir zaman uyuşmaz. Bu inanç sarsıldı. Çünkü manevi yaşantıların insan beyninde bazı kimyasalları harekete geçirdiği, bu kimyasalların savunma sistemini harekete geçirerek hastalıkları yendiği bilinmektedir. Bu gerçekler tıp bilimi ile manevi inancın birlikteliğinin insanın hem bedensel hem de ruhsal sağlığına büyük olumlu etki yaptığını doğrulamaktadır.
Nefret, kin, öfke, düşmanlık, suçluluk gibi olumsuz duygular, elem, keder gibi hisler insan beyninin frontal alanlarında limbik sistemde aşırı metabolizma artışı yapıyor. Beyni kemiren düşünceler beyni yoruyor. Beynimiz bize yardım etmemeye başlıyor. Yüksek beyin işlevleri otonom sinir sisteminin işlevlerini, bozuyor, birçok psikomatik hastalıklar ortaya çıkıyor. Astım, alerji, hipertansiyon, guatr, ülser, kolit gibi hastalıklar hedef organlarımızın hastalanmasıdır.
Kişinin ümit, sevgi, bağışlama, yaratıcının ona yardım edeceği, onun ellerine kendini bırakma, ona güvenme, yalnız ona inanma, yalnız ondan yardım isteme duyguları iyileşme beklentisini artırıyor. Artan iyileşme beklentisi beyinde serotonin, noradrenalin, nöropeptid gibi ruh halini düzenleyen salgıları artırıyor. Bu salgılar limbik sistem, hipotalamus, hipofiz ve hormonal sistem ve kemik iliği yoluyla savunma sistemini kuvvetlendiriyor. Böylece organizmamız kendi kendine yardım ve tamir işlevini başlatıyor.
İçimizdeki büyük doktoru ve geniş eczaneyi harekete geçirmek için sağlam manevi inancın somut etkilerini bilim gözüyle görebiliyoruz.
Sonuç:
Soyut gerçekliğin (ruh) varlığı bilimin hiçbir sabitine ters düşmediği gibi 1995lerden sonra anlaşılan beyin fonksiyonlarının özellikleri insanın sadece biyolojik değil aynı zamanda psikolojik, sosyal ve siprutuel bir varlık olması gerektiği bilgisini doğruluyor. Bilim aklın sorgulama yeteneğidir. Akılda dağın arkasını görebilen bir göze sahiptir. Madde (somut gerçeklik), ruh(soyut gerçeklik) dualitesi artık bilimsel bir kategoridir. Bir yaratıcının var olduğuna artık bilimsel olarak inanabiliriz.