REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK PORTALI

Ayni Anda Iki Isi Yapmak

   
Aynı Anda İki işi Yapmak
Yusuf Bayram
       
İnsanlar, aynı anda iki veya daha fazla iş yapabilirler. Meselâ, gazete okurken kahvaltı eder, araba kullanırken telefonuyla arkadaşlarını arar veya yürürken saate bakabilirler. Eğer yapılan bu işlerden birisi, çok fazla zihnî gayret sarfetmeyi gerektiriyorsa, insanların zorlandıkları görülmektedir. Biriyle karşılıklı konuşurken bir hesap yapmak gibi. Ancak rutinleşmiş, yani alışkanlıklar yardımıyla meleke haline gelmiş birtakım işler söz konusu olduğu zaman, iki işi eşzamanlı olarak yapmak mümkündür. Bununla birlikte, yapılan son araştırmalar, insanların paralel işlemler yapma kapasitesinin zannedildiği kadar büyük olmadığını göstermiştir. Belli zihnî işlemler, bir “darboğaz” şeklinde olduğu için çok fazla idrak etme gayreti gerektirmekte, bu da, diğer işlemlerin aynı anda yapılmasına mâni olmaktadır. Zihinde paralel olarak yapıldığı farzedilen işlemlerin ise, tıpkı paralel işlem gücüne sahip bilgisayarlarda olduğu gibi, ardı ardına, ama her defada ancak bir işlemin yapılmasıyla gerçekleştiği söylenmektedir.

Beyindeki sinir hücreleri olan nöronların, paralel bir şekilde çalıştıkları bilinmektedir. Fakat fikrî ve zihnî süreçlerde nöral faaliyetlerin her zaman paralellik arz ettiği söylenemez. (Benzer şekilde, bir bilgisayarda, bir anda, binlerce transistor aktif haldeyken, o anda ancak bir hesaplama işlemi yapılabilir).

Paralel işlemler yapma kabiliyeti hakkında yapılan araştırmaların pratik bir değeri olduğu açıktır. Meselâ havacılıkta, pilotların çok farklı uyarılara, ani ve doğru bir şekilde cevap vermesi gerekmektedir. Ayrıca bu konudaki çalışmalar, beyindeki faaliyetleri ve zihnî süreçleri daha iyi anlamamızı temin edebilir.

Psikoloji sahasında yapılan tecrübeler göstermiştir ki insanlar, düşünmeden yaptıkları motor hareketlere paralel olarak başka işleri de karıştırmadan yapabilmektedirler (Soruları cevaplarken parmaklarla masaya vurmak gibi). Ancak birbiriyle uyumu bulunmayan tepkiler söz konusu olduğu zaman işler karışmaktadır (Sağ elle dört kez, sol elle ise üç kez vurarak bir ritm tutturmak gibi). Araştırmacılara göre bunun sebebi, zamanlama ve ritme ait beyinde sadece bir birimin bulunmasıdır.

Bir uyarıcıya karşı tepkide bulunduktan sonra, başka bir uyancıya cevap vermek pek zor değildir. Alçak bir ses işitildiğinde soldaki düğmeye, yüksek bir ses duyulduğunda ise sağdakine basmak ve bunu belli aralıklarla tekrarlamak gibi. Bu arada başka bir sinyalin daha kullanılması ise tepki süresini uzatmaktadır. Sesten sonra karşıdaki ekranda beliren harfi, önündeki alfabe kartında bulup işaretlemek gibi. Bu farklı iki iş, yani sese ve görüntüye karşı tepkide bulunmak, belirli bir zaman aralığında birbirini takip ettikçe mesele yoktur, ancak birinci uyarım ile ikinci uyarım arasındaki süre kısaldıkça tepki verme süresinin arttığı tesbit edilmiştir. Bu süre sıfırlandığında ise, cevapların çoğu zaman hatalı olduğu görülmüştür.

Peki, aynı anda iki farklı sinyale iki farklı cevap verememenin sebebi nedir? Yine psikologların yaptıkları araştırmalara göre, insanların bu tür işleri yapmasına mani olan “zihnî bir darboğaz” mevcuttur. En basit ikazlar için bile, onu idrak etmek, zihinde bir cevap arayıp bulmak ve bir tepki göstermek gibi üç farklı safha bulunmaktadır. İşte zihnî darboğazlar, birbirini takip eden bu safhaların, bir anda, ancak bir serisini kabul edecek şekildedir. Bunu şöyle bir benzetmeyle açıklayabiliriz: Bir süpermarkette alış veriş yaptıktan sonra parayı ödemek için sıraya girdiniz diyelim. Kasiyer, sizin önünüzdekilerin hesabını yapmadan size sıra gelmeyecektir. Yani kasiyerin herkesle tek tek ilgilenmesi gereklidir. Zihindeki darboğaz yüzünden de ikazların tek tek değerlendirilmesi mecburidir. Bu darboğazın, sinyalleri idrak edip cevap verme safhalanndan çok, ikinci safha olan “ikazları değerlendirme” merhalesinde ortaya çıkan bir özellik olduğu düşünülmektedir. Zira ikazların değerlendirilmesi, idrak ve tepkiden daha çok gayret gerektirmekte, hafıza, seçicilik ve irade gibi unsurlar, aktif olarak rol oynamaktadır. Bu yüzden, aynı anda farklı ikazları idrakle, bunlara ardı ardına cevap üretme istidadımız fena sayılmaz, ancak onları çabuk ve doğru değerlendirme melekemizi istesek de çok fazla geliştiremeyiz.

Tarihte, aynı anda birkaç işi yapan müstesna insanlardan bahsedilir: İki telefonla konuşan devlet adamları gibi. Simültane (eşzamanlı) tercüme yapan konferans tercümanları da, aslında fıtrî istidatlarını geliştirmiş bu tür müstesna insanlardandır. Alışkanlıklar yoluyla bazı melekeler edinerek farklı işleri eşzamanlı yapmak mümkündür, on parmak daktilo yazan tecrübeli insanların aynı anda arkadaşlarıyla sohbet ettiklerini görmüşsünüzdür. Ancak, bu istidadın bir sınırı vardır. Bu sınır, dünyada yaşayan biz insanlara acziyetimizi hissettirmekte ve ilim, irade, sanat, hikmet dolu sayısız işleri beraber, birbiri içinde, hatasız, karıştırmayarak, unutmayarak, sasıtmayarak, mükemmel ve muntazam bir şekilde, aynı anda yapmanın mutlak mânâda Allah'a ait olduğunu hatırlatmaktadır.



KAYNAK

-Pashler, H.; “Doing Two Things at the Same Time”, American Scientist, vol 81, Jan-Feb- 1993. ss. 48-55